Trabzon’un Ortahisar ilçesinde yaşayan 48 yaşındaki Naciye Aydın, 30 yıldır sürdürdüğü sıra dışı gelenekle dikkat çekiyor. Her yıl nisan ayında yağan yağmur suyunu toplayarak içen ve yemeklerinde kullanan Aydın, bu alışkanlığın kayınvalidesinden miras kaldığını söylüyor. Modern uyarılara aldırış etmeyen Aydın, "İçtiğim 3-5 bardak yağmur suyu mu beni zehirleyecek?" sözleriyle geleneksel inancını savunuyor.Evlerinin çatısına kovalar yerleştirerek yağmur suyunu biriktiren 3 çocuk annesi kadın, suyu süzdükten sonra günlük yaşamında kullanıyor. Hem içme suyu olarak tercih ediyor hem de yemeklerde bu suyu kullanmaktan vazgeçmiyor. "Yıllardır bize şifa oldu" diyen Aydın, bu alışkanlığın kendisini daha enerjik ve sağlıklı hissettirdiğini iddia ediyor.Ancak uzmanlar aynı fikirde değil. Hava kirliliği, endüstriyel atıklar ve çevresel toksinlerin yağmur suyunu içilemez hale getirdiğine dikkat çeken sağlıkçılar, özellikle şehir merkezlerinde biriken yağmur sularının içme suyu olarak kullanılmaması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlara göre, bu tür sular bakteri, ağır metal ve zararlı kimyasallar içerebilir.'O KADARCIK SU BENİ ZEHİRLEMEZ'Naciye Aydın, yağmur suyunun şifa getirdiğine inandığını belirterek,
"Yağmur suyunu biriktirip, içmeyi 30 yıl önce kayınvalidemden gördüm. O zamandan beri de yapıyorum. Kayınvalidem nisan yağmurlarını biriktirir, çocuklara içirip, duş aldıkları suların içerisine katar ve yüzünü yıkardı. Ondan gördüklerimi şimdi ben de uyguluyorum. Kendim hem kullanıyorum hem de içiyorum. Şifa getirdiğine inandığım için yapıyorum. Köyün havasını temizdi, o zamanlar biriktirip kullanıyorduk. Şimdi ortam pis ama yine de o kadarcık su beni zehirlemez diye düşünüp içiyorum" diye konuştu.
'ÇOCUKLARIMA TUHAF GELDİ'Aydın, ailesinin bu geleneğe sıcak bakmadığını ifade ederek,
"Çocuklarım ve eşim içmek istemedi ama zorla içirdim. Her nisan ayı geldiğinde yapıyorum. Yağmur yağdığında çiçeklerimi de ıslansın diye balkona koyuyorum. Çatıya çıkıp kovalarımı koyuyorum. Yağmur suyunu birikiyor daha sonra süzerek kullanıyorum. Yüzümü yıkıyorum. Yemeğimin içine de koydum. Çorbanın içine de koyup, çocuklarıma içirdim. Hatta kayınvalidemin yoğurt yaparken içine yağmur suyu koyduğunu da gördüm. Çocuklarıma söyledim, tuhaf geldi. Yıllarca onlara söylemeden uyguluyordum. Her şeyden zehir alırken sene içerisinde içtiğim 3-5 bardak yağmur suyu mu beni zehirleyecek?" dedi.
'FAYDASI OLDUĞUNA İNANMIYORUM'Naciye Aydın'ın kızı Gizem Aydın,
"Annem senelerdir bunu yapıyormuş ama bu sene farkına vardım. Böyle bir şeyin faydası olduğuna inanmıyorum. Yemeklere bile katmış, bilmiyordum. Yemiş bulundum ama gereksiz buluyorum. Nisan yağmurunun saçlara iyi geldiği söyleniyor ama sanmıyorum. Atmosferin kirliliğinden ötürü de bir faydası olacağını düşünmüyorum" diye konuştu.
'YAĞMUR SUYU, İÇİLEBİLECEK BİR DURUMDA DEĞİLDİR'Karadeniz Teknik Üniversitesi ( KTÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bahittin Kahveci ise yağmur suyunun içilmesinin uygun olmadığını belirterek,
"Nisan yağmurlarına bir anlam yüklemek; Orta Asya Türklerinde, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de bu gelenek vardı. Bu gelenek uzun dönem devam etti. Son zamanlarda nisan yağmurlarına yüklenen anlam, özelliğini kaybetmedi ama uygulama bakımından ilginin azaldığını söyleyebiliriz. Bin yıl önceki doğal şartlar bozulmuş, doğallıktan uzaklaşmışızdır. O bakımdan dikkatli olmak lazım. Şu an da şehirlerde ve sanayi bölgelerinde yağmur suyunun içilebilecek bir durumda olmadığını net bir şekilde ifade edebiliriz. Dolayısıyla bu dönemde, yağmur suyunun içilmesinin sağlık olmadığını da net bir şekilde ifade edebiliriz" dedi.