Şifa Niyetine Başlayan Lezzet Yolculuğu
Hamsiköy sütlacının hikayesi, midesinden rahatsızlanan Ahmet Karakullukçu'nun kaynattığı sütün içine pirinç atıp yemesiyle başlıyor. Osman Konak’ın önerisiyle içine şeker ve bir miktar tuz eklenmesiyle sütlaç, günümüzdeki halini alıyor. Bir asırlık 'sütlü ilaç', böylece Hamsiköy sütlacına dönüşüyor.
Doğal Lezzetin Sırrı

Bölgedeki restoranlarda ustalık yapan Cengiz Tunç, Hamsiköy sütlacının lezzetinin kaynağını köydeki hayvanların doğal otlaklarda beslenmesine bağlıyor. "Köydeki hayvanlar, yeşil doğada güzel çiçekleri otlayarak süt yapıyorlar ve sütlaçtaki lezzet tabii ki farklı oluyor," diyen Tunç, sabah erken saatlerde yaylalardan süt topladığını ve sütlacın yaklaşık bir buçuk saatte üretildiğini belirtiyor.
Üretim Süreci ve Orijinal Hamsiköy Sütlacı
Tunç, sütlacın yapım sürecini şöyle anlatıyor: "Sütümüzü kaynatıyoruz, ardından pirincini ilave ediyoruz. Süt kıvamını aldığında şekerini ekleyip 10-15 dakika karıştırıyoruz ve kaseye koyup kızartıyoruz." Tunç, orijinal Hamsiköy sütlacının kızartılmamış sade sütlaç olduğunu ve sonradan üzerine fındık, bal, muz gibi eklemeler yapılarak orijinalinden sapıldığını belirtiyor.
Turistlerin İlgisi
Yerli ve yabancı turistlerin sütlaca olan ilgisine dikkat çeken Tunç, Hamsiköy sütlacının sıcak olarak daha çok tercih edildiğini, ancak turistlerin genellikle piştiği anda sıcak sıcak yeme fırsatı bulamadığını ifade ediyor. İstanbul'dan Hamsiköy'e sütlaç yemeye gelen Hatun Gazioğlu ise, "Her yıl Trabzon'u ziyaret ederim ve sütlaç için mutlaka Hamsiköy'e çıkarım. Sütlacımızı çok seviyorum. Herkesin gelmesi ve denemesi gerekiyor," diyor.Hamsiköy sütlacı, tarihi İpek Yolu'nun bir lezzet mirası olarak, doğal ve tarihi güzelliklerin içinde damaklara hitap etmeye devam ediyor.