Ali Bayram Tanrıverdi: “Akçaabat’tan Beşikdüzü’ne kadar ilk önce dolgu alanını bitiren, imara dâhil eden, jeolojik özelliklerini yaptıran Yalıköy Belediyesidir.”Halkla el ele verdi, Yalıköy’e hizmet ettiTrabzon’un Vakfıkebir ilçesi Yalıköy beldesinde dünyaya gelen Ali Bayram Tanrıverdi, Vakfıkebir Ömer Nakkaş Ticaret Lisesi mezunlarından. Tanrıverdi, askerlik döneminin ardından 1985 yılında sağlık memuru olarak hayata atıldı. Aydın’ın Söke İlçe Hastanesinde görev başlayan Tanrıverdi, birkaç yıl sonra da Trabzon’a gelerek Atatürk Sağlık Meslek Lisesinde memuriyet hayatına devam etti. Halk Sağlığı Laboratuvarına tayininin çıkması sonrası memuriyet hayatını bu şekilde sürdüren Tanrıverdi, memuriyet hayatının son yıllarında istifa ederek halka hizmet amacıyla siyaseti seçen isimlerden oldu. Memuriyet hayatına atılmadan önce Vakfıkebir’de minibüsle çalıştığı yılları hiç unutamadığını anlatan Tanrıverdi, “Bir anlamda garibanlıktan geldik biz. Çünkü babamı kaybettikten sonra annem biz 7 kardeşi kanatlarının altına alarak büyüttü ve hepimizin bugünlere gelmesini sağladı.” diyerek o günleri anlatıyor. Yalıköy Mahallesi’nin belde olduğu dönemde arkadaşlarıyla seçim dönemi sohbet esnasında belediye başkanlığına aday olmaya karar verdiğini ifade eden Tanrıverdi, mütevazılığı da elden bırakmadan çıktı bu yola. “Kimse yoksa ben adayım.” şeklinde talip olduğu dönemi daha sonra büyüklerinin kendisine sorduğu dönemde de aynı şekilde yineleyen Tanrıverdi, 5 yıl Yalıköy Belediye Başkanlığı görevini yürüttü. Siyasetin içeriden ve dışarıdan aynı görünmediğini anlatan Tanrıverdi, “Önce 5 yıllık planımızı yaptık. Tasarruf yaptık, halktan destek istedik. Gelirleri zenginleştirdik. Borçlarımızdan bazılarını revize ettik. Kısacası planlarımızı hayata geçirmek için gece-gündüz çalıştık. Belediyemize borç bırakmadık. Yaptığımız bazı borçları da Büyükşehir Belediyemiz aldı.” ifadelerini kullandı. Hâlen Trabzon Büyükşehir Belediyesinde meclis üyesi olan Ali Bayram Tanrıverdi, şimdilerde yine Yalıköy için yeni projeler ve hizmetler için kolları sıvadı. Tanrıverdi, mahallesine, beldesine hizmet aşkı hiç bitmeyecek gibi çalışıyor. Tanrıverdi, evli ve bir kız, bir erkek olmak üzere iki çocuk babası.
Ali Bayram Tanrıverdi kimdir?
25.02.1963Trabzon doğumluyum. Köyüm Vakfıkebir Yalıköy. Eski tabiriyle Yalıköy olarak geçiyordu ama şimdi büyükşehir olmamız hasebiyle Yalıköy Mahallesi oldu. İlk ve ortaokul yıllarımı Yalıköy İlköğretim Okulunda geçirdim, oradan mezun oldum. Liseyi Vakfıkebir Ömer Nakkaş Ticaret Lisesinde bitirdim. Ondan sonra tabii ki çocukluğumuzun ardından askerlik zamanımız geldi.Askerliğimizi 1982-83 yıllarında yaptık. Acemi birliğimiz Amasya’da, usta birliğimiz Urfa’daydı. Hemen akabinde 1985’in Mart ayında Aydın Söke Hastanesinde sağlıkçı olarak memuriyet hayatım başladı.1985 ile 1989 yılları arasında Söke Devlet Hastanesi ve Aydın Sağlık Müdürlüğünde görev yaptım. Akabinde Trabzon Sağlık Müdürü emrinde Atatürk Sağlık Meslek Lisesi, bugünkü Ahi Evren Hastanemizin 1. katında belirli bir süre memuriyet hayatımı geçirdim. Daha sonra Halk Sağlığı Laboratuvarına tayin oldum.25 yıllık memuriyet hayatımı bilfiil böyle bitirdim. Niyetimizde de siyasete atılma vardı. Memuriyet hayatımızda devlet hizmeti, siyaset hayatımızda da devlete hizmet verme fikrimiz oluştu. İstifa ederek siyasetle ilgilendim.Oraya gelmeden önce çocukluk yıllarınıza geri dönelim. Nasıl bir çocukluk yaşadınız? Kaç kardeştiniz, nasıl okudunuz, babanızın yaklaşımı, ekonominiz nasıldı?Biz 7 kardeşiz. 4 erkek, 3 kız. Tabii kio yıllarda fakirdik. Biz eski karayolu tabiriyle, deniz kenarlarında böyle çakıl taşıyarak, bütçemizi hazırlayarak -tabii bütçemiz belli- geçinirdik. Babam Çerkez Ahmet lakaplı eski şoförlerdendi. Vakfıkebir’de tanınan, Moloz’da minibüsçülük yapmış eski otobüsçülerden Çerkez Ahmet diye anılan eski şoförlerden biriydi.BABAM ÖLDÜĞÜNDE BEN ASKERDİM. CENAZESİNE DAHİ İZİN VERİLMEDİĞİ İÇİN GELEMEDİMEsasında Çerkez misiniz?Çerkez’iz... Göçmeniz ama biz bu özelliği kaybettik. Yani annem melez, babam Çerkez, dedem Çerkez...Babamı 83’ün Mart’ında ben acemi birliği askeriyken kaybettik. Cenazesine dahi izin verilmediği için gelemedim. Nasip olmadı. Allah rahmet eylesin. O zamanlar tabii ki zengin bir aile değildik. Yerimiz vardı, fındık tarımıyla üretim yaparak bizi yetiştirdiler. Babam şoförlük, annemiz çiftçilikle uğraşıyordu.MEMURİYET HAYATINA BAŞLAMADAN ÖNCE MİNİBÜSÇÜLÜK YAPMIŞ BİR KİŞİYİMŞoförlük yeterince kazandırmıyor muydu?O zamanlar iyiydi tabii. Bu arada askere gitmeden önce Trabzon-Vakfıkebir Ulusoy Derya’da minibüsçülük yaptım. Memuriyet hayatına başlamadan önce minibüsçülük yapmış bir kişiyim. Yani garibanlıktan, babamın yanında minibüsçülük yaparak bu seviyeye geldim.Babam öldükten sonra annem bizi koltuğunun altına alarak büyüttü. Nasıl anne tavuk yavrularını kanatlarının altına alırsa annemde o şekilde 7 kardeşi büyütüp bu seviyeye getirdi.7 kardeşten abim emekli polis memuru. Ben memur emeklisi, belediye başkanı... Benim küçüğüm olan Erol Tanrıverdi şu anda Trabzon’da çevre sağlık teknisyenidir. En küçük erkek kardeşim de İstanbul’da ticaretle uğraşıyor. Ablam evli ve 3 çocuk sahibi. Yine diğer ablam evli ve Giresun’da yaşıyor, 2 çocuk sahibi. En küçük kız kardeşim de evli ve onun da 2 çocuğu var.“KİMSE YOKSA BEN BURAYA HİZMET VERMEK İÇİN BELEDİYE BAŞKANLIĞINA TALİBİM.” DEDİMTekrar geri dönelim... Emekli oldunuz ve aklınıza siyaset düştü. Siyasi düşünceniz ne zaman şekillendi?Siyasi düşüncem şöyle... Yalıköy beldesinde bir akşam arkadaşlarda oturuyorduk. 2 belediye başkan adayımız vardı, herkes birbirine rakipti. “Arkadaşlar, gençlik olarak bölgemize yapabileceğimiz hizmetleri değerlendirmemiz lazım. Kimse yoksa ben buraya hizmet vermek için belediye başkanlığına talibim.” dedim.Nitekim 2 kişi arasındaki bu çekişmeden kurtulabilmek ve gençliği buraya adapte edebilmek için bu yöntemi seçtik. Bir akşam köylü toplandı, beni de davet ettiler.“Abi böyle böyle bir teklifin olmuştu. Bu teklifin geçerli mi?” dediler. Tabii büyüklerimiz var orada. “Büyüklerimiz nasıl hoş görürse biz de onlara uymak zorundayız.” dedik. Nitekim benim siyasetim böyle başladı. Memleketime daha iyi hizmet yapabilmek için... “Kimse yoksa ben adayım.”dedim ve bu vesile ile yola çıktım. Allah nasip etti, büyüklerimiz de hoşgörüyle karşıladı ve 5 yıl Yalıköy Belediye Başkanlığı yaptık. Nasıl yaptığımızı anlatmamızı isterseniz...BELEDİYENİN İÇİNE GİRDİĞİMİZDE BAKTIK Kİ DIŞARIDAN GÖRÜNENLE İÇERİDEN GÖRÜNEN TAMAMEN FARKLIBuyurun tabii ki...Daha önceki belediye başkanlarım da güzel hizmetler yaptı ama biz de memuriyetten gelmemizden dolayı beldemizin reçetesini yazdık. İçine girdiğimizde ise baktık ki dışarıdan görünenle içeriden görünen tamamen farklı. Tabii borç var, yapılan işler var. Karneyi önümüze serdik ve ilk olarak 5 yıllık planımızı yaptık.Ne yapabiliriz? İlk önce borçlarımızı temizlememiz lazım. Nasıl temizleyebiliriz? Biraz tasarrufa gittik. Araçlarımızı çektik, biraz mazotlardan çektik. Halka da dedik ki: “Arkadaşlar, yöremize hizmet etmemiz için sizin de desteğinizi istiyoruz.”Küçük belediyeleri biliyorsunuz, 2 bin nüfuslu yerler... İller Bankasına gelen paylar da o zaman küçük. Tabii geçinebilmek için hem tasarrufa gittik hem de belde üzerinde emlak vergilerini tekrar ele aldık. Gelirleri yükselttik, borçlarımızda bazı icra giderlerimiz vardı, onları da yeni baştan revize ettik. O icralık yerlerin yarısını sattık, derken borçlarımızı bitirdik.
VAKFIKEBİR BELEDİYEMİZE O KADAR FAZLA BORÇ BIRAKMADIK
O yıllarda yol ağımız 12 kilometreydi. İller Bankasından 1 milyon 150 bin lira 3 yıllık geri ödemesiz bir kredi çekmiştik. Tabii büyükşehir geldi, geleceğini de daha önceden gördüğüm için yollarımızın betonlamasını yaptım. Daha sonra bizim 5 belediyenin o zamanlar ortak su projesi vardı. Bu su projesi biraz ölmüş hâldeydi. Biz geldiğimizde 5 belediye başkanı (Eynesil, Vakfıkebir, Yalı beldesi, Çarşıbaşı ve Beşikdüzü)toplandık ve “Arkadaşlar, bu suyu ya yapacağız ya yapacağız. Bunu yapmazsak, bu bizi başarısız kılacak.” dedik. Daha sonra çok hızlı bir vaziyette ayda 1-2 defa Ankara’ya, İller Bankasına giderek, o zamanki bakanımız Faruk Özak Bey’in, rahmetli Mustafa CumurBey’in ve bugünkü vekilimiz Muhammet Balta’nın kafasını ağrıttık. Sağ olsunlar hepsinin çok büyük iyiliklerini gördük. En son sıkıştırdığımız zaman Faruk Bey ile Muhammet Bey, 20milyon liradan fazla bir rakam için önümüzü açtı. Daha sonra da biz bu suyu 5 yıl içinde ihaleye çıkartıp her şeyini yaptık ve akıttık. Şu anda bölgenin suyu yayla suyu ve kesintisiz akıyor. Yani su sorunumuzu çözdük. Çözdükten sonra tabii ki küçük belde, büyükşehir olacak diye biraz toparlanmamız lazımdı. Toparlanmak için de ne yaptık? Belediyemize borç bırakmadık. Yaptığımız bazı borçlarımızı da Büyükşehir Belediyemiz aldı. Biz Vakfıkebir Belediyemize o kadar fazla borç bırakmadık.YURTLARIN OLMASI 4 YILLIK FAKÜLTENİN GELMESİ DEMEKTİR. ŞU ANDA ÖNÜMÜZ AÇIKVE BİZ VAKFIKEBİR’E 4 YILLIK FAKÜLTE BEKLİYORUZ Vakfıkebir’le ilgili öngörüleriniz nedir,neler düşünüyorsunuz? Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesisiniz ve önümüzdeki süreçte Vakfıkebir neler kazanmalı, neler öncelikli olmalı?İlk önce Vakfıkebir’imizin altyapısı olarak 500 kişilik öğrenci yurdumuz yapıldı. Bu gibi yurtların olması 4 yıllık fakültenin gelmesi demektir. Şu anda önümüz açık ve biz Vakfıkebir’e 4 yıllık fakülte bekliyoruz. Bununla ilgili altyapımız oluşmuş. Fakültemiz gelse birinci planda Vakfıkebir’imizin ticaret alanında olsun, her alanda kazancı çok olur.Sayın Vakfıkebir Belediye Başkanı’mız Muhammet Balta geldiğinde hep beraber güzel bir plan program yaptık. Büyükşehirle olsun, bizim Vakfıkebir Belediyesi Meclis üyeleriyle olsun hepsiyle ne yapabileceğimizi planladık. Çalışkan bir başkanımız var. İlgenel meclis üyeliğinden gelen, yöreyi bilen, köyleri karış karış bilen birisi. Tabii biz de bu köyleri biliyoruz. Bizim yardımlarımızla, o da işine adapte, çalışkan, planlayan biri. Yaptığımız, planladığımız projeleri aşacağımıza inanıyorum.Vekil açısından bizim vekilimiz de güçlü. Yani bölge açısından vekillerimizin hepsi güçlü, bakanımız var. Bunlarla istişareli yaptığımız projeleri takip ediyoruz. Tabii bu projelere biz yavaş yavaş başladık. Nasıl başladık? En basiti bizim burada dere ıslahımızın rekreasyon alanı var. Otelimiz vardı biliyorsunuz, yıllardır çürüyen. Bunu ihaleye verdik ve şu anda 5 yıldız ayarında onarımı yapılıyor. Bunu kazandırdığımız zaman turizmde bir mesafe almış olacağız.BİR DOSYAYI GİDİP BIRAKIRSIN AMA ONU TAKİP ETMEZSEN ONDAN BİR ŞEY ÇIKMAZ Benim başımdan geçen ilginç bir olayı da anlatayım size: Şimdi Yalıköy Belediyesi olarak Turizm Bakanlığından para istedim. Dediler ki: “Sen daha turizm alanına girmiş değilsin.” Bunun üzerine ben de “Nasıl olacak?” dedim. “Turizm alanına girebilmeniz için bir rapor hazırlamanız ve Çevre Bakanlığına sunmanız lazım.” dediler. Ben de geldim, “Ne yapabiliriz?” dedim kendi kendime... Yalıköy’de ekmeğimizi, yaylalarımızı, Fındıklık Çimeni, Karadağ ve bu gibi şeylerin önemini anlatarak güzel bir rapor hazırladım ve Çevre Bakanlığına gittim. Bunu onaylatarak Turizm Bakanlığına verdim. Turizm Bakanlığına bu raporu verdiğim zaman oradaki yetkililer Karadağ Yaylası’nı okudu. Ondan sonra “Karadağ Yaylası Akçaabat’a dâhil değil mi?” dediler. “Yok, olur mu öyle şey. Google’de açın bakın, Karadağ Yaylası nerededir?” dedim. Bakınca Vakfıkebir’e dâhil olduğunu gördüler ve “Akçaabat Belediyesi turizm kapsamına girebilmek için Karadağ Yaylası’nı gösterdi.” dediler. Bunu neden anlattım biliyor musunuz? Bir şeyler istediğin zaman yapabilirsin... Yaptıktan sonra Turizm Bakanlığından her yıl 20, 30, 40 bin lira gibi paralar aldım. Köy yollarımı yaptım. Gittim dosyalarımı sundum ve takip ettim. Takip çok önemlidir. Bir dosyayı gidip bırakırsın ama onu takip etmezsen ondan bir şey çıkmaz.AKÇAABAT’TAN BEŞİKDÜZÜ’NE KADAR İLK ÖNCE DOLGU ALANINI BİTİREN, İMARA DÂHİL EDEN, JEOLOJİK ÖZELLİKLERİNİ YAPTIRAN YALIKÖY BELEDİYESİDİR Sayın Başkan, Yalıköy çok özel bir yer. Burada evet yaylalar da çok önemli ama deniz kültürü ya da deniz mantığını yaşatmak için Yalıköy’deböyle bir tesis düşünmediniz mi? Güzel bir konuya temas ettiniz. Yalıköy’de benim 35 dönümlük bir dolgu alanım var. Bu bölgede Akçaabat’tan bu tarafa Beşikdüzü’ne kadar ilk önce dolgu alanını bitiren, imara dâhil eden, jeolojik özelliklerini yaptıran Yalıköy Belediyesidir. Şu anda Büyükşehir’e bunu teslim ettik. Tabii 2 yılda Büyükşehir bunun rekreasyon ihalesini yaptı ve biz de bunu almak istiyoruz. Bunu aldığınız zaman rekreasyon alanı yapıp burayı turizme kazandıracağız.Yani böyle bir proje çalışmanız var ve inşallah sonuca ulaşacak…Evet, böyle bir projemiz var. Bunun zeminini o yıllarda hazırlamıştım. Bir de benim orada bir idealim vardı. Kentsel dönüşüme sokacaktım orayı. Biliyorsunuz eski binalar... Büyükşehir olduğu için Büyükşehir’in alanında kaldı ve onlar yapacak. Biz de Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi olarak bunlar için uğraşıyoruz tabii.BÜYÜKŞEHİR’LE İLİŞKİLERİMİZ İYİ, İSTEDİĞİMİZİ ALABİLİYORUZ Büyükşehir’le ilişkileriniz nasıl?Büyükşehir’le ilişkilerimiz iyi, istediğimizi alabiliyoruz. Büyükşehir’den dağılan payı bizim nüfus oranımız şeklinde alabiliyoruz. Onda bir sıkıntımız yok. Yeter ki çalışalım, isteyelim ve koşturalım.Kaç çocuğunuz var?Bir kızım, bir de oğlum var.Hep 7 kardeş, 8 kardeş. Sizin ise bir kız, bir oğlan var...Şimdi şöyle, bir şeyi unuttum burada: Bir kızım, bir oğlum benim birinci eşimden. Birinci eşimi ben 2008’de 23 günde kaybettim. Göğüs Hastanesinde memurdu. 23 günde beyin tümöründen kaybettim. Çocuklarım ondan. İkinci eşim var. İkinci eşimden de nasip olmadı diyelim. Kızım jeofizik mühendisi. 2 yıllık yüksek lisans derslerini bitirdi, tezini yapıyor şu anda. Oğlum da KTÜ’de İşletme 3. sınıfta okuyor.Allah bağışlasın. Teşekkür ediyoruz.Allah razı olsun. Ben teşekkür ediyorum.Yıl: 2016