Dededen miras ticaret kültürünü özümseyen Tuna, “Babamızdandürüstlüğü öğrendik. Müşterimizi yanıltmadık, böylece hem onlar hemde biz kazandık.” diyor.Başarının anahtarını ‘işini sevmek ve çok çalışmak’ olarak tanımlayan İzzet Tuna, “Biz hep seçici davrandık ve çok iyi firmalarla çalıştık.”derken kalitenin doğru bir satış politikasıyla pazarlanmasının da bubaşarıyı perçinlediğine vurgu yapıyor.
Trabzon sevdası
“Bu çalışmayla başka şehirlerde olsak çok daha ileriye gidebilirdikama Trabzon sevdası buna engel oldu.” diyen Tuna, bu sevgisini Yomra’ya yaklaşık 10 milyon lira değerindeki yatırımıyla gösteriyor.Dededen miras ticaret kültürünü çocuklarına aktaran ve “İşimidördüncü kuşağa gönül rahatlığıyla bırakıyorum.” diyen İzzet Tuna’ylaiş yaşamını, Trabzon ticaretini, TTSO’yu ve şehrin geleceğini konuş-tuk.İzzet Bey, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?Trabzon Akçaabat ilçesi Işıklar köyünde doğdum. İlkokulu köyde okuduktan sonra Karma Ortaokulunu bitirdim. 1971 yılında Trabzon Lisesinden mezun oldum. Ardından o zamanki adıyla KTÜ Fatih Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nü tamamladım. Kısa bir süre öğretmenlikyaptım. Fakat daha sonra yeniden ticarete döndüm. Bugün Tunalar EvTekstil ismiyle Çorum ve Amasya’yı da içine alan toplam 12 şehre toptan tekstil ticaretine uzanan bir ticaret hayatımız var.İzzet Bey, ticarete ne zaman başladınız?10-11 yaşlarında babamızın yanında ticaret hayatına başladık. 1962olarak tanımladığımız Trabzon Tunaların ikinci kuruluşundan itibaren babamızın yanında başladığımız iş hayatımızı bugün de tekstil sektöründesürdürüyoruz.Ticaretten gelen bir ailede neden matematik gibi bir bölümü okudunuz?Lisede fen ve matematik alanında eğitim görmüştük. Başka bölümler olmadı ve matematik okuduk.BİZDEKİ TİCARET KÜLTÜRÜ AİLEDEN GELİYORTekrar iş yaşamınıza dönelim. Babanızın yanında ticarete başladı-nız. Ailede ticaret geçmişi daha eskilere uzanıyor mu?Evet, dedem Işıklar köyünde tüccarlık yapıyordu. Birkaç köye hitapeden bir ticareti vardı. Dedemin babası da öyleydi. Yani bu ticaret kültürü aileden gelmedir.Bugün Tunalar bir marka olmuş durumda. Tabii bu marka değerinoluşmasına yukarıdan aşağıya gelen bir kültür, bir bikirim katkı sağlı-yor, değer katıyor. Bunlar nelerdir?Biz babamızdan ticarette ilk olarak dürüstlüğü öğrendik. Hiçbir zaman müşterilerimizi yanıltmadık ve buna çok özen gösterdik. Böylecehem müşterilerimiz hem de biz kazandık.Bugünlere gelmemizi şöyle anlatmak isterim; 1962’de Trabzon Kahramanmaraş Caddesi’nde perakendecilikle başladık, daha sonra işimizi birazilerleterek Semerciler’de yaklaşık 20 sene kadar toptancılık yaptık. Oyıllarda burada büyük firmalar vardı ama biz de hızlı büyüdük ve bukategoriye katıldık.Gençtik, hevesliydik, enerjimiz vardı ve çok çalışıyorduk. Fabrikalarda fason mal ürettirip satıyorduk ve bunlar da beğeniliyordu.O zamanlar kardeşlerimizle birlikte dayanışma içinde çalışıyorduk.1989’da ayrıldık ve yine tekstil sektöründe tek başımıza firma olarakyolumuza devam ettik. Bu durum 1999 yılına kadar devam etti. Bu dö-nemde manifaturada bir gerileme başladı. Çünkü insanlar konfeksiyon ürünlere, hazır dikilmiş ürünlere rağbet ediyordu. Bizim sattığı-mız ürünler daha çok çeyizlik olmaya başladı. Onun da satışı toptanolmayınca işletme için çok kârlı olmamaya başladı. Bunun özleminihep duyduğumuz için bir dükkânımızı perakende olarak bıraktık ve evtekstiline geçtik. Bu geçiş kararında birlikte çalıştığımız fabrikaların daaldığı kararlar etkili oldu.Şu anda çok seçkin 10 firmayla çalışıyoruz, ilave firmalarımız davar. Bu arada kendimiz de ‘wow’ isminde bir marka oluşturduk ve kendi markamızı kendimiz satıyoruz. Başka markalarımız da var. Hedefimiz; ciromuzda kendi markalarımızın payını daha yukarılara taşımak.İnşallah bunu da başarırsınız.İnşallah. Bu arada Trabzon’dan bir ilki de başlattık. Satışlarımızısadece çevre illere değil, Sinop’tan Tokat ve Amasya’ya kadar 12 şehreyapıyoruz. Trabzon’dan Tokat’a, Çorum’a kadar uzanan 12 şehre malsatmak önemli bir olaydır bizim için.Siz bir aile şirketisiniz. Şu anda kaçıncı kuşak devam ediyor?Benim çocuklarım dördüncü kuşak olacak. İki oğlum, iki de kı-zım var. Hepsi de evli ve birlikte çalışıyoruz. Hepsi üniversiteyi bitirdi.Bundan sonra hep birlikte daha iyi noktalara geleceğiz inşallah.İşinizi bir sonraki kuşağa gönül rahatlığıyla devrediyorsunuz diyebilir miyiz?Kesinlikle, büyük bir gönül rahatlığıyla bunu yaptığımı söyleyebilirim.TÜRKİYE TEKSTİLDE İYİ BİR KONUMDAİzzet Bey, tekstil sektörünü kısaca değerlendirir misiniz?Tekstil sektörü Türkiye’de çok iyi bir konumda. Bugün Avrupa’yaveya dünyanın değişik ülkelerine çok kaliteli ürünler üretilerek satı-lıyor. En iyi markalara bizim fabrikalarımız ürün yapıyor. Hâliyle busektör çok güçlü ve ilerisi de açık bir sektördür.İş yaşamınızda elde ettiğiniz başarıyı neyin üzerine inşa ettiniz?Biz hep seçici davrandık. Ürünlerimizi iyi seçtik, birlikte çalıştığı-mız firmaları iyi seçtik. Bunlar sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da dadünyada da çok önemli firmalar. Eskiye dayalı bir ticari ilişkimiz var,birlikte çalışarak bugünkü konumlara geldik.Doğru tercihler önemli oldu diyebilir miyiz?Evet, doğru tercih ama kalite odaklı. Çünkü kalite çok önemli vevazgeçilmez. Belli bir seviyeden aşağıda rakip çok, oradaki kalite debelli bir seviyede. Hâliyle yukarıya doğru çıtayı çıkarmak gerekiyor.Kaliteli bir ürün pazarda mutlaka hak ettiği yeri bulur diyebilir miyiz?Kesinlikle bulur. Tabii kaliteli ürünü satan da önemli. İnsanlarabu ürünün avantajlarını anlatarak verebilirseniz bunun arkası geliyorzaten. Biz burada Araplara mal satıyoruz. Markayı, kaliteyi bildikleriiçin alıp ülkelerine götürüyorlar. Markalar insanları bir yere getirir amamarka ile satıcı da önemlidir. Kaliteli marka, kaliteli bir satış ve hizmetpolitikasıyla birleşince sonuç veriyor.BİRKAÇ KEZ BURADAN GİTMEYİ DÜŞÜNDÜKTicarette belirlediğiniz hedeflere hangi oranda ulaşabildiniz?Bugün şükürler olsun belli bir seviyeye geldik. Tabii bu kadar çalış-mayla başka bir şehirde olsaydık ne olurdu; sanırım daha ileriye gidebilirdik. Birkaç kez buradan gitmeyi düşündük. İstanbul ve Bursa’danfirmalarla ortaklık yapalım dedik ama Trabzon sevdası ağır bastı, gitmedik.İş yaşamınızda kırılma noktaları oldu mu?Tekstil sektörü hep hareketlidir ve ülkedeki gelişmelerden de etkilenir. Ama biz hiçbir zaman krizlerden para kazanan bir firma olmadık.İŞİMİZE YATIRIM YAPMAYI SEVİYORUZBu ne demek?Bu şu demek; biz hep peşin ve kısa vadelerle aldık ama müşterilerimize uzun vadelerle sattığımız için o aradaki krizler bizlere para kazandırmadı. Ama şükürler olsun hep ayakta kalabildik. 1962’den 2015’ekadar yaşanan krizlere rağmen ayakta kalabildik. Şu anda hizmet verdiğimiz bu alana yaklaşık 10 milyon liralık önemli bir yatırım yaptık.İşimize yatırım yapmayı seviyoruz.Sanırım şükretmek kadar yenilik ve gelişmeleri de takip etmek çokönemli...Kesinlikle. Bu yenilikleri takip etmez ve ayak uyduramazsanızayakta kalamazsınız. Biz bayilerimizi bu yönde yönlendiririz. Bayilerimiz de bizi bildiği için bir ürün yaparsak veya getirtirsek bunun satacağına güvenirler, alırlar ve satarlar da.İş hayatında örnek aldığınız isimler var mıdır?Elbette. Çalıştığımız firmalar ve iş çevrelerinden etkilendiğimiz insanlar var.Ancak babamız ticarette bir örnekti bizim için. Doğruluğu, dürüstlüğü ve ticareti ondan öğrendik. Kendi evlatlarımıza aynı kültürü aktarıyoruz. Birlikte iş yaptığımız firmalardan da çok dostluklarımız oldu,onlardan etkilendik.
Trabzonlu girişimcilere tavsiyeler
İŞİNİZİ SEVMEZSENİZ BAŞARILI OLAMAZSINIZGenç nesle, bilhassa Trabzonda girişimci ruh taşıyan gençlere tavsiyeleriniznelerdir?Çok çalışmaları ve yaptıkları işi sevmelerini tavsiye ederim. Birişte başarı, işi sevmekle başlar. İşinizi sevmezseniz başarılı olamazsı-nız. Günü kurtarma anlayışı ticarette yanlıştır. Uzun vadeli düşünmek,hayal etmek, sabırlı ve kararlı olmak gerekir. Böyle olunca başarı damutlaka gelir.Başka bir meslek yapmayı hiç düşündünüz mü?Otomobil sektöründe de hizmet verdim, 1990 yılında Lada bayisiydim. Buradan Lada otomobili ilk ihraç eden kişiyim. Fakat bu durumuzun sürmedi, Rusya’daki kriz sebebiyle bitirdik. Küçük de olsa bazıortaklıklar yaptık. Trabzon’da birliktelikle bir iş yapmayı arzu ettik, belirli sermayeler de koyduk ama olmadı.Bu bir kader midir Trabzon için?Bilemiyorum, ya insanlara çok güveniyoruz ya da işin başına getirdiğimiz insanlar yeterince ilgi göstermiyor olabilir. Şunu unutmamaklazım, birilerinin başka birileri için para kazanması çok zordur. Ama bubakış, ortaklıkların kötü olduğu anlamına gelmez. Çok iyi ortaklıklar davar. Fakat herkes yapabileceğini yapmalı, hangi görevi varsa onu yapmalı. Elbette ki birisinin önde olması gerekir. Nihayet ortak olunan iştebir başarı veya para kazanmak varsa, bu firmaya doğru kayıyor zaten.TTSO’ya gelelim. Siz TTSO’ya nasıl girdiniz ve hangi dönemlerdegörev yaptınız?1987 yılında başladık, 2008’de bitirdik. Yani 21 yılımız geçti TTSO’da.12 yıl yönetim kurulu üyeliği yaptım. İlk görevimizde zaten yönetim kurulu üyesi olduk. 1999 ve 2008 yılları arasında da meclis üyeliğiyaptık.Nasıl girdiğimize gelince; o zamanlar TTSO, Maraş Caddesi’ndeydi.Bizim iş yerimize yakın olduğu için oraya toplantıya giden ağabeylerimize özenirdik, orada olmak isterdik. 1987’de nasip oldu ve girdik. Ozamanlar genç grup olarak girmiştik.Trabzon TSO ESKİYE GÖRE ÇOK DEĞİŞTİO günlerle bugünleri kıyaslar mısınız?Bugün TTSO çok farklı bir yere geldi. Tabii biz Oda’nın Pazarkapı’daki binası yapılırken yönetici idik, güzel bir eser çıktı ortaya. Tabiişimdi yeterli değil; daha farklı, kullanışlı ve geniş bir yere taşınması gerekiyor.TTSO eskiye göre çok değişti. Bu süreçte dünya da değişti. Sağ olsun şimdi görevdeki arkadaşlarımız daha aktif oldular, dünyaya açılı-yorlar. Biz 1987’de bunları konuşamazdık, bütçemiz yoktu. Odamız budeğişikliklere uydu, güzel işler yapıyorlar.Bazen üyeler, ‘TTSO ne yapar?’ diyor. TTSO para dağıtmaz, insanın ufkunu açar. Eleştiririz, toplantılar yapılır ama gitmeyiz. Emeğesaygılı olmalıyız. Türkiye’de iyi odalardan bir tanesiyiz, hem bütçesiylehem de çalışmasıyla.Trabzon şehrinin geleceğini nerede görüyorsunuz?Siz Trabzon'un değişimine şahitlik edenbir kişi olarak Trabzon şehrinin geleceğini nerede görüyorsunuz?Trabzon, Karadeniz Bölgesi’nde çok önemli bir il. Turizm iyi birnoktada ama bunu belirli bir proje ve standartlarda yapmalıyız. Önemlibir potansiyeli var. Turizm hareketliliği şehirleri geliştirir, bizim şehrimiz de iyi bir konumda.Kentleşmeye bakınca bu farklı ele alınabilir. Ama Trabzon’da bazıyöneticilerimizin çok daha fazla çalışması lazım. Başka illere bakınca,sorunlar asgariye inmiş ama burada doğal gaz, kentleşme, trafik, altyapıgibi sorunlar devam ediyor.TRABZON’UN ÖNEMİNİN PEK FARKINDA DEĞİLİZTicaret hayatını nasıl görüyorsunuz?İmparatorluk şehri Trabzon. Bu, ticarette çok önemli. Biz Trabzon’un bu öneminin pek farkında değiliz. Mesela bizim yaptığımız iş-leri Ordu’da, Giresun’da, Rize’de yapsanız başarılı olamazsınız. Bu Allah’ın hikmeti. Trabzon merkezli olursanız başarılı olursunuz, bu çokönemli.Trabzon’a günde ortalama 80-100 uçak inip kalkıyor. Ulaşım imkânları gelişmiş. Bu da ticareti etkiliyor. İş adamlarımıza saygılı olur,kendi insanımızı korursak çok daha ileriye gideceğimize inanıyorum. 61 medya Trabzon Haber servisi
TRABZON’DA SANAYİ OLMAZ SÖZÜNE KATILMIYORUM
Trabzon’da sanayi olmaz sözüne katılıyor musunuz?Katılmıyorum. Biz Kayseri’de iyi firmalarla çalışan bir yere fasonyatak yaptırıyoruz. Bize baskı kuruyorlar, ‘Trabzon’da bu işi yapalım.’diye.Çin’den insanlar mal alıyor, buraya konteynır kaç günde geliyor?Aylar sürüyor. O zaman burası uzak diyemezsiniz. Trabzon’dan yurtiçinde batıya gitsek 1100 km, doğu ise daha yakın. Trabzon’da sanayiolmaz sözü, yatırım yapmamak için bir mazeret. Ama burada sanayi işiyapan yatırımcılarımıza şehir olarak destek çıkmamız lazım. Bu insanların morale, motivasyona ihtiyacı var. Trabzon’da sanayi olmaz denilince onların morali bozuluyor, bu doğru değil.Eski ticaret kültürü ile bu dönemki farklı mı?1960’lı yıllarda şehir küçüktü, 60-70 bin nüfusumuz vardı. Seneler geçince komşu illere pazarlama ağları oluştu. Neden? Yol iyi olursabu gelişiyor. Biz neden Samsun’a, Amasya’ya pazarlama yapıyoruz?Çünkü yollar iyi ve gelişmiş. Yaklaşık 3 saatte Samsun’dasınız. Tüneller yapılınca Erzurum yolu da kısalacak. Ulaşım gelişince, şehirler degelişiyor. Doğu buraya akacak. Trabzon, Doğu’nun Antalya’sı olabilir. Bu gelişmelerden hepimiz faydalanacağız. Ulaşımı kolaylaştırırsakTrabzon’un ileriye dönük çok büyük avantajları var. Yatırım yapan insanlarımızı hor görmeyelim, kamunun da yardımcı olması lazım. Böyle olursa Trabzon herkesin özleminde olan çok güzel bir şehir olmayısürdürecektir.İşinizden kendinize zaman ayırır mısınız?Pek zaman ayıran bir kişi olamadık, hep bunun üzüntüsünü yaşı-yoruz. Arada eşimle seyahate çıkarız, son zamanlarda umre seyahatleriyapıyoruz. Evimde küçük bahçe işleriyle meşgul olmayı, doğayla başbaşa olmayı severim. Torunlarımla vakit geçirmek ise en büyük mutluluğum.Bir iş adamı kendine zaman ayırmalı mı?Elbette ayırmalı, dinlenmesi için bu çok önemli. İşler bitmez. Nekadar çalışırsan çalış, işler bitmez. Kendine zaman ayırıp dinlenirsendaha başarılı olursun.İzzet Bey teşekkür ederiz.Ben teşekkür ederim.